İLAÇLARIN MARKA ADINA KONU EDİLMESİ
İlaçların jenerik ve marka isimleri olmak üzere iki isimleri
bulunur. Jenerik isimler; kimyasal isimlere dayalı olarak belirlenir ve ticari
olan marka isimleri gibi bir korumaya sahip değildir.[1] Marka ise ilacın ticari
ismidir.
İlaçların sınıflandırılması, çeşitli özelliklerine göre
farklı şekillerde yapılabilir. Ruhsatlandırma Yönetmeliği'ne göre ilaçlar,
referans (orijinal) ilaçlar ve eşdeğer (jenerik) ilaçlar olarak ikiye ayrılır.
Referans ilaçlar, pazara sunulmak üzere ilk defa ruhsatlandırılmış, etkinliği,
kalitesi ve güvenliği kanıtlanmış ilaçlardır ve patent koruması altındadır.
Eşdeğer ilaçlar ise orijinal ilacın patent süresi sona erdikten sonra aynı
etken maddeleri kullanarak üretilen, orijinal ilaca kıyasla daha ucuz olan ve
biyoeşdeğerlik ispatı yeterli olan ilaçlardır. Sınıflandırma Yönetmeliği'ne
göre ise ilaçlar, reçeteli ve reçetesiz ilaçlar olarak ikiye ayrılmaktadır.
Reçeteli ilaçlar, yalnızca doktor reçetesi ile temin edilebilirken, reçetesiz
ilaçlar reçete gerekmeksizin doğrudan satın alınabilir. [2]
İlaç markalarının, genel marka mevzuatında özel bir
düzenlemeye tabi olmamasına rağmen, kamu düzeni ve kamu sağlığı açısından
önemli ürünler olmaları nedeniyle, ilaç markalarının değerlendirilmesinde,
ilaçların ürünlerinin benzerliği ya da ortalama tüketici kitlesi açısından
kendine has özelliklerinin dikkate alınması gerekmektedir. İlaç isimleri
belirlenirken ilacın hammaddesi ya da tedavisi olduğu hastalık ismine atıf
yapıldığı gözlemlenmektedir. Bunun bir sebebi ilgili ismi doktor ve eczacıların
kolay hatırlayabilmelerini sağlamaktır. İlaç hammaddesi isimleri kimsenin
kullanımına inhisar edilemeyeceğinden hammadde isimleri temele alınarak
kullanılan marka isimleri birbiri ile benzerlik içerebilir. Marka adı
seçilirken ilacın jenerik ismine ya da hammaddesine dayanılması ayırt edicilik
açısından zayıflık yaratır. Bu sebeple ilgili marka isminin benzer ya da aynı
hammaddeye dayanan başkaca ilaçların ismi ile benzerlik teşkil etmesine katlanılma
zorunluluğunu getirir. [3]
1. İlaç
Markalarında Benzerlik ve Karıştırılma İhtimali
İlaç markaları için benzerlik ve karıştırılma ihtimali
değerlendirirken, ruhsat durumu, ilacın reçeteli olup olmaması, ilaçların
rekabet edip etmediği veya birbirini tamamlayıcı olup olmadığı ve farklı tedavi
amaçlarına yönelik olup olmadığı gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Özellikle,
ilacın reçeteli olup olmaması, ortalama tüketicinin kim olduğunu anlamada
kritik bir rol oynar. Karıştırılma olasılığı, sağlık politikaları ve ortalama
tüketicinin kim olduğu ve dikkat seviyesi göz önünde bulundurularak
değerlendirilmelidir.
TÜRKPATENT tarafından yayımlanan Marka Tescil Başvurularına
Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ ile ilaçlar, 5.
sınıfın birinci alt grubunda yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar,
tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı
radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” arasında
bulunmaktadır.
Benzerlik açısından değerlendirme yapıldığında her iki
markanın da 5. sınıfta olması yeterli olmayıp, aynı zamanda aynı alt grupta
olması gerekir. Bu sebeple 5. sınıfın ilk alt grubunda yer alan bir ilaç ile 5.
sınıfın ikinci alt grubunda yer bir gıda takviyesi arasında bir değerlendirme
yapıldığında benzerlik seviyesi düşük olacaktır. Eğer ilaç markasını taşıyan
ürünler farklı endikasyonlara sahipse, bu durum karıştırılma ihtimalinin
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulmalıdır. Farklı endikasyonlara
yönelik ilaçlar arasında doğrudan bir rekabet yoktur. Endikasyon, ilacın tedavi
amacı, hedef hasta grubu, uygulanma şekli ve dozajını belirler. Endikasyon
farkı arttıkça, ilaç markaları arasındaki karıştırılma ihtimali azalır.
Örneğin, biri böbrek rahatsızlığı, diğeri kas ağrısı için olan iki ilaç aynı
sınıfta olsa da karıştırılma ihtimali düşüktür.[4]
İlaç markalarında başvuru sırasında ruhsat alınmış olması
gerekmez çünkü ruhsatlandırma ve marka tescili süreçleri birbirinden
bağımsızdır. Marka başvurusu yapılırken markanın hangi ilaçta kullanılacağı
belirtilmek zorunda değildir; yalnızca "insan ve hayvan sağlığı için
ilaçlar" gibi genel bir sınıflandırma yapılması yeterlidir. Bu durumda,
ürün benzerliği değerlendirilirken önceki markaların kapsamı dikkate alınmalı
ve yeni markanın da bu kapsamda kullanılabileceği düşünülmelidir. Eğer her iki
markanın da kapsamı belirli değilse, gelecekte aynı ilaç ürünlerinde tescilli
olabileceği göz önünde bulundurularak karıştırılma ihtimalinin yüksek
olabileceği dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, ilaç markalarında ürün benzerliği,
ruhsat alımından sonraki marka tescil başvurularında önemlidir.
İlaç markalarında ürün benzerliği, ABAD kararlarında göz
önüne alınmakta ve diğer şartlar da dikkate alınarak karıştırılma ihtimali
değerlendirilmektedir. Aşağıda ilgili ABAD kararları ve bu kararlarda
belirtilen ilkeler özetlenmiştir:
1. Case T-331/09 Novartis AG v Office for Harmonisation in the
Internal Market (Trade Marks and Designs) (OHIM) [2010] ECR II-05967;
(TOLPOSAN/TONOPAN) isimli kararında Novartis AG'nin "TOLPOSAN" markası için yaptığı
başvuru, Sanochemia Pharmazeutika AG'nin daha önce tescil ettirdiği
"TONOPAN" markası nedeniyle itiraz edilmiştir. Her iki markanın da 5.
sınıfta tescilli olmasına rağmen, biri migren tedavisinde kullanılan bir
analjezik, diğeri ise kas gevşetici bir ilaç olduğu için farklı endikasyonlara
yönelik oldukları belirtilmiştir. Mahkeme, hedef tüketicilerin yüksek dikkat
seviyesine sahip olduğunu belirterek, karıştırılma ihtimalinin düşük olduğuna
karar vermiştir.
2. Case T-88/16 Opko Ireland Global Holdings Ltd v European
Union Intellectual Property Office [2017]; (ALPHAREN/ALPHA D3) isimli kararında Opko Ireland Global Holdings Ltd,
"ALPHAREN" markası için yaptığı başvurunun, Teva Pharmaceutical
Industries tarafından tescil ettirilmiş "ALPHA D3" markasıyla
karıştırılabileceği iddiasıyla itiraz edilmiştir. Mahkeme, her iki markanın da
kronik böbrek yetmezliği tedavisinde kullanılan ilaçlar olduğunu, bu nedenle
terapötik endikasyonlarının aynı olduğunu belirlemiştir. Aynı zamanda bu ilaçların
art arda aynı anda alınabildiği de göz önünde bulundurarak karıştırılma
ihtimalinin ve benzerliğin yüksek olduğuna hükmetmiştir.
3. Case T-85/15 Alfa Wassermann SpA (AW) v European Union
Intellectual Property Office [2017]; (YLOELIS/YONDELIS) isimli kararında "YONDELIS" markalı ilacın
kanser tedavisinde, "YLOELIS" markalı ilacın ise bu tedavinin yan
etkilerini hafifletmek için kullanıldığı belirtilmiştir. Mahkeme, iki ilacın
birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu ve bu nedenle aynı veya bağlantılı teşebbüslerden
geldikleri algısının oluşabileceğini belirlemiştir. Ayrıca, eczanede
"YLOELIS" ilacını sipariş eden bir kişinin yanlışlıkla
"YONDELIS" ilacını almasının zor olduğu, ancak tüketicilerin bu iki
ürünün aynı üreticiye ait olabileceğini düşünebileceği sonucuna varılmıştır. Bu
nedenle, işaretler arasındaki tamamlayıcılık ilişkisi nedeniyle ürünler
arasında benzerlik olduğu ve karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu
kararlaştırılmıştır.
Bu kararlar, ilaç markaları arasındaki ürün benzerliği
değerlendirilirken endikasyon, kullanım amacı, tedavi şekli ve tüketici kitlesi
gibi faktörlerin dikkate alındığını göstermektedir. Aynı veya benzer
endikasyonlara yönelik ilaçlar arasında yüksek, farklı endikasyonlara yönelik
ilaçlar arasında ise düşük karıştırılma ihtimali bulunmaktadır. Ayrıca, tedavi
süreçlerinde birbirini tamamlayan ilaçlar arasındaki benzerlik de değerlendirme
kriterleri arasında yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,
30.09.2021 tarihli, 2017/413 E. - 2021/1127 K. sayılı kararı (ZINCO/ZİNCOBEST)
: “Davacı adına marka olarak tescilli
“ZİNCO” ibaresi, çinko etken maddesini içeren ilaçlar için ayırt ediciliği
zayıf bir marka niteliğindedir. Bu itibarla
davacının ufak bazı değişiklikler yapılması suretiyle “ZİNCO” ibaresini içeren
ve etken maddesi çinko olan ilaç emtiaları yönünden yeni marka başvurularına
katlanması gerekir. Zira tarafların markalarının esaslı unsuru “ZİNCO”
olmakla birlikte davalı markasında yer alan “BEST” ibaresi ilaç emtiaları
yönünden markaların karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmıştır.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin
12.02.2020 tarihli, 2019/2813 E. - 2020/1297 K. sayılı kararı (GLIA/GLIACT) : "Glia" ibaresinin tıp alanında "merkezi sinir
sisteminin uyarı yaratmayan ve iletmeyen hücreleri" anlamında tanımlayıcı
bir ibare olduğunun, "Glial Tümör" adı verilen ve beyin ve omurilikte
başlayan bir tümör türünün mevcut bulunduğunun, dolayısıyla ayırt edicilik
niteliği düşük "Glia" ibaresine eklenen "ct" harflerinin,
dava konusu başvurunun davacı markalarından farklılaşmasını sağladığı
gerekçesiyle Glia isimli marka sahibinin Gliact isimli marka başvurusunun
tesciline engel olamayacağı kabul edilmiştir.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin
16.12.2019 tarihli, 2019/1382 E. - 2019/8198 K. sayılı kararı
(INFANTUM/INFANTA) : “Davacının ''INFANTUM'' ibareli
markası ile davalı ...'in ''Infanta'' ibareli markası İngilizce’de ''bebek,
küçük çocuk, vb.'' anlamına gelen ''Infant'' kelimesinden türetilmiştir. Bu
durumda, davaya konu taraf markaları ilaç emtialarının etken maddesi veya
tedavi ettiği hastalığa atıf yapan ibarelerden türetilmediğinden ortalama
tüketiciden daha iyi bilgilenmiş ve dikkatli doktor, eczacı, diş hekimi gibi
tüketicilerin elinden geçerek kullanılması dahi markaların 556 sayılı KHK'nın
8/1-b maddesi anlamında benzerliğini ortadan kaldırmayacaktır.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin
03.12.2019 tarihli, 2018/3182 E. - 2019/7752 K. sayılı kararı
(CERTICAN/SEPTICAN) : “Özellikle ilaç markalarında görüşü
dikkate alınması gereken kitle doktor ve eczacılardan oluşan bilinçli kitle
olduğu, her iki markanın “CER” ve “SEP” şeklindeki başlangıç kısımlarının
oldukça farklı olduğu da dikkate alındığında, markalar arasında görsel ve
kavramsal bir benzerlik bulunmadığı, kısmi sesçil benzeşmenin de markalar
arasında 556 sayılı KHK 8/1-b. bendi uyarınca karıştırılmaya yol açacak şekilde
benzerlik bulunmadığının kabulü gerekir.”
Yargıtay 11.
Hukuk Dairesinin 15.05.2019 tarihli, 2018/2262 E. - 2019/3808 K. sayılı kararı
(Lipoter/Lipot-Lipotene Davası)
Yerel
mahkemece, başvurunun standart karekterle yazılmış "LİPOTER"
ibaresinden, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılmış
"LİPOT", "LİPOTENE" ibarelerinden oluştuğu, taraf
işaretlerinde başkaca bir şekil unsurunun olmadığı, “lipo” kökünün
"yağ, şişmanlık, kolesterol" anlamına geldiği, ilaç markaları
bakımından herkese açık bir ibareden türetilen markaların seri marka olarak
algılanma ihtimalinin bulunmadığı, dava konusunun ilaçlara ilişkin olan 5.
sınıf kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve ilgili çevrenin eczacı ve
hekimler olduğu, bu kimselerin profesyonel bir meslek grubunun üyeleri olması
nedeniyle davacının “LİPOTER” markası ile davalı markalarının karıştırılmasının
mümkün olmadığı kabul edilmiş, Yargıtay tarafından karar onanmıştır.
2. Ortalama
Tüketici Kitlesi Açısından İlaçların Marka Adı
Ortalama tüketici kitlesi, markaların karıştırılma
ihtimalinin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. İlaçlar,
genellikle doktorlar, eczacılar ve hastalar tarafından kullanıldığı için, bu
kitlenin dikkat seviyesi ve bilgisi diğer ürünlere kıyasla daha yüksektir.
İlacın reçeteli olup olmaması, ortalama tüketicinin kim olduğunu anlamada
kritik bir rol oynar.
Türk hukukunda, ortalama tüketici kitlesi belirlenirken,
reçeteli ilaçlar, genellikle doktor tavsiyesi ile kullanıldığı için sağlık profesyonellerini,
reçetesiz ilaçlar ise doğrudan tüketici tarafından alınabileceği için daha
geniş bir tüketici kitlesini kapsar. Ayrıca, ilaçların farklı endikasyonlara
yönelik olması da ortalama tüketici kitlesinin belirlenmesinde önemlidir.
Örneğin, kronik hastalıklar için kullanılan ilaçlar genellikle daha bilinçli ve
dikkatli bir tüketici kitlesine sahiptir. Dikkat seviyesi açısından bir
değerlendirme yaptığımızda reçeteli ilaçlar için ortalama tüketici kitlesi
sağlık profesyonelleri olacağından daha yüksektir. Reçetesiz ilaçların tüketici
kitlesi hastalar olarak kabul edilir. Yargıtay kararlarında her ne kadar
reçetesiz ilaçlar tüketici kitlesi olarak kabul edilen hastaların da
seviyelerinin diğer ürünlerde olduğu gibi ortalama se-
viyede olduğu kabul edilse de Doktrinde ABAD kararlarından
hareketle sağlık söz konusu olduğundan buradaki dikkat seviyesi alelade bir
gıda ürünü tüketicisinden daha yüksek olacağı savunulmaktadır.
Belirtmek gerekir ki reçeteli ilaçların tüketici kitlesinin
kim olduğu konusunda öğretide farklı görüşler bulunur. Örneğin Prof. Dr.
Fülürya Yusufoğlu Bilgin’e göre reçeteli ilaçlarda ortalama tüketicilerin
yalnızca doktor ve eczacılarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ilacın nihai
kullanıcısı olan hastalar ve hatta hasta yakınlarının da dahil edilmesi
gerekir.[5] Kaldı
ki ABAD kararlarında da bu görüş kabul edilmektedir.
● Case T-642/18 Dr. August Wolff GmbH & Co. KG
Arzneimittel v European Union Intellectual Property Office [2019] kararında hem uzmanların hem de genel halkın,
reçetesiz satılan ürünlerde bile yüksek dikkat düzeyine sahip olduğu
belirtilmiştir. Bunun nedeni, bu ürünlerin insan sağlığıyla ilgili olmasıdır.
Dolayısıyla, tıbbi kullanım için uyarlanmış diyet ürünlerinde bile kamuoyunun
ortalama üzeri bir dikkat göstermesi beklenmektedir.
● Case T-169/14 Ferring BV v Office for Harmonisation in the
Internal Market (Trade Marks and Designs) [2015] kararında tüketicilerin reçeteli ilaçlara ve
ciddi hastalıkları tedavi eden farmasötik ürünlere daha yüksek bir dikkat
düzeyi gösterdiği belirtilmiştir. Ayrıca, veteriner ilaçları, tıbbi amaçlı
hijyen ürünleri, diyet ürünleri, yara bandı ve benzeri sağlık ürünleri gibi
ürünlerde tüketicilerin dikkat düzeyinin yüksek olduğu vurgulanmıştır. Bebek
sağlığına yönelik yiyecekler ve böcek ilaçları gibi ürünlerde de dikkat
düzeyinin yüksek olduğu ifade edilmiştir.
● Case T-187/19 Glaxo Group Ltd v European Union Intellectual
Property Office [2020] kararında başvurucu, mor rengin belirli bir tonunu marka olarak
tescil ettirmek istemiştir. Bu rengin, "Seretide" adlı reçeteli
inhaler ilaçta kullanılarak ayırt edici bir özellik kazandığını iddia etmiştir.
İlacın doktor reçetesiyle eczanelerde satıldığı ve tüketicilerin doktorlar,
eczacılar ve hastalar olduğu belirtilmiştir. Ancak, doktor ve eczacıların
hastaları etkileme yetisinin, hastaların bu ürünlerle farklı zamanlarda
karşılaşma olasılığı nedeniyle yeterli olmadığı belirtilmiştir.
● Case T-27/08 Glaxo Smithkline and Others v OHIM [2009] ECR
II-00175 kararında,
dava konusu markaların reçeteli ilaçlar olduğu belirtilmiştir. Bu ilaçların
eczanelerde hastalara satılmadan önce doktor reçetesi gerektirdiği, dolayısıyla
ilgili tüketici grubunun sadece hastalar değil, aynı zamanda doktorlar ve
eczacılar olduğu vurgulanmıştır.
Yargıtay
Kararları’ndan Alıntılar :
Yargıtay 11. HD,
25.01.2023, 5661/509 K. (ORCİL/ORCAFİL) “... Davacı markası “ORCİL”, başvuru ise “ORCAFIL”dir. Başvuru
markasının ilk üç harfi ile son iki harfinin davacı markası ile aynı olduğu,
bu bağlamda markalar arasında yüksek seviyede görsel ve sescil benzerlik
bulunduğu, davalının marka başvurusunun Türkçede herhangi bir anlamı
olmadığı gibi tescil kapsamındaki 5. sınıftaki mallarda herhangi bir etken
madde ile hastalığa işaret eden bir anlamının bulunduğu da ileri
sürülmediğine göre davacının önceki tarihli markasının ayırt ediciliği
yüksek bir ibare olduğunun kabulü gerekir. Davacı markasının kullanıldığı
ilaçların reçeteli mi reçetesiz mi olarak kullanıldığı bilinmemekle birlikte,
reçeteli ilaçlarda kullanılsa bile her markanın ayırt edici ve köken
bildirici işlevi yanında reklam işlevinin de olduğu düşünüldüğünde,
sırf reçete edenin doktor, satıcının ise eczacı olmasının karıştırılma
ihtimalini ortadan kaldırmayacağı...”
Yargıtay 11. HD,
05.09.2023, 1214/4631 K. (GOLDRAY/GOL- DWAY) “... uyuşmazlık konusu markaların ilaçlar da dahil olmak üzere 5. sınıfa
ilişkin olduğu, 5. sınıf kapsamına giren mal alt gruplarından reçeteli
ilaçlar dışında kalan mallar yönünden ilgili çevrenin bilinç seviyesi çok
yüksek olmadığından uyuşmazlık konusu markalar arasında karıştırılma
ihtimalinin varlığının açık olduğu...”
Yargıtay 11. HD,
20.09.2022, 2032/6093 K. (MODİLAC/MOTİLAX)
“... ürünlerin ... reçetesiz tüketilebilen mallar olduğu, başvuru konusu
“MODİLAC” ibareli işaret ile redde mesnet “MOTİLAX” ibareli markaların Türkçede
bilinen bir anlamlarının ve bu sebeple tanımlayıcı niteliklerinin bulunmadığı,
herhangi bir etken maddeye veya hastalığa atfın da bulunmadığı, ... aynı
mallar üzerinde her iki markayı taşıyan ve aynı rafta satışa sunulan aynı tür
mallar üzerinde markaları gören ortalama tüketici kitlesinin her iki ürünü
üreten işletmeler arasında idari-ekonomik veya işletmesel bağlantı bulunduğunu
düşünmeleri ihtimalinin yüksek olduğu ve buradan hareketle markalar arasında...
karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğu...”
Yargıtay 11. HD,
04.02.2019, 30/799 K. (FİXDUO/FİXDUAL) “... benzerlik kıyaslamasında doktor yahut eczacı gibi uzman alıcılar
yerine ortalama düzeydeki tüketicilerin esas alınması gerektiği, başvuru
kapsamında reçeteye tabi olmayan ürünlerin olduğu, ortalama tüketiciler
nezdinde markalar arasındaki farklılığın algılanamayacağı, markaların ...
karıştırılma ihtimalinin bulunduğu...”
Yargıtay 11. HD,
21.11.2016, 11806/8989 K. (TAKSEN/NAKSEN);
“... her iki ürününde reçete ile satılan ilaç olduğu ve ortalama
tüketicilerinin de hekimler ve eczacılardan oluştuğu, doğrudan hastalar
tarafından reçetesiz satın alınıp kullanılmasına imkan bulunmadığı...”
Yargıtay 11. HD,
26.07.2017, 2327/4726 K. (ZİNCLOMİN/ZİNCO- LİNE) “... marka ve başvuru
konusu işareti oluşturan zinc ibaresinin tanımlayıcı olmasının doğacak ilişkilendirmeyi
perdelemesinin mümkün olmadığı, ...5/1 sınıf ürünlerin genel olarak reçete ile
satıldığı, öncelikle doktor tarafından belirlendiği, reçetelenmesini
müteakip hastaya sunulduğu, fakat bu ürünler bakımından dahi nihai
tüketicilerin de anılan ürünlerin alıcıları sayılması gerektiği...”
Yargıtay 11. HD,
24.04.2018, 11231/3029 K. (LEO/LEODEX PLUS);
“davacının “LEODEX PLUS” marka başvurusu ile itiraza mesnet davalının “LEO”
ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle
görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek
derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira markaların kapsamlarının ilaç
ürünleri olduğu, hitap ettiği kitlenin doktorlar ve eczacılar olduğu, tüketici
sınıfı davacının “LEODEX PLUS” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve
hiç düşünmeden davalının “LEO” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu
algılayabileceği…
Yargıtay 11. HD,
24.05.2023, 40/3271 K. (NEUDEKS/NELADEX) “...
uyuşmazlık konusu 5 inci sınıf malların bilinçli ve dikkat düzeyi yüksek olan
tüketicisi nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel
izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas
tehlikesinin bulunmadığı, ... taraf markalarında ortak olarak yer alan “Deks”
ve “Dex” ibaresinin etken madde olduğu, bu nedenle sırf bu ibarenin iki markada
ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağı, bunun dışında markalarda
yer alan “Neu” ve “Nela” ibareleri arasında da benzerlikten söz
edilemeyeceği...”
[1] Prof.
Dr. Hakan Hakeri, İlaç Hukuku, 2.
Baskı, Astana Yayınları, Ankara 2018
[2] Prof.
Dr. Hayri Bozgeyik & Dr. Sefa Er, Yargıtay
Kararları Işığında İlaç Markalarında Karıştırılma İhmali, Araştırma Yazısı,
Ankara 2024 s.85
[3] Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu, 30.09.2021 tarihli, 2017/413 E. ve 2021/1127 K. sayılı
kararı
[4] Prof.
Dr. Hayri Bozgeyik & Dr. Sefa Er, Yargıtay
Kararları Işığında İlaç Markalarında Karıştırılma İhmali, Araştırma Yazısı,
Ankara 2024 s.87
[5] Fülürya Yusufoğlu Bilgin, "İlaç Markaları Arasında
Karıştırılma İhtimali (Yargıtay Kararları ve ABAD Kararları Işığında)",
Prof. Dr. Hâluk Burcuoğlu’na Armağan, C. II.
İLAÇLARIN MARKA ADINA KONU EDİLMESİ,
vera patent
vera marka patent
vitapure ilaç
vitapure
takviye edici gıda üretimi